Kurguda Geçiş

  Yapımlar, genellikle birden fazla kamerayla farklı mekânlarda ve farklı zamanlarda çekilmiş, görüntüleri içerir. 

  Aynı ortamda çekim yapan farklı kameraların görüntülerini peşpeşe eklerken veya farklı zamanda/mekânda çekilmiş görüntüleri sıralarken farklı geçiş türleri kullanırız.
Bu geçiş türleri, “görüntü dilinin noktalama işaretleri” dir.  Bu nedenle görüntüde geçişler çok önemlidir . 
Her tür yapımda yönetmenin tarzına uygun bir anlatım dili oluşur.

Planlar arasında uygun olmayan bir geçiş kullanılması hem konunun anlaşılmasını zorlaştırır, hem de seyircinin izlediği yapımdan aldığı zevki azaltır. 
Görüntü geçişleri, gereksiz görüntü kullanımının önüne geçer.
Görüntü kesintisiz olarak çekildiğinde ve kurguda yapıma bu şekilde eklendiğinde, filmin temposu ağırlaşır ve seyirci gereksiz ayrıntıları da izlemiş olur.

Kurguda geçişler gereksiz görüntü parçalarının atılması ve peşpeşe eklenen görüntülerin uygun bir yöntemle birbirine bağlanmasını sağlar. 
Örneğin; iki kişinin karşılıklı konuşmasını ele alalım. Kamera ile çekimi kesintisiz ve iki oyuncu arasında sağa sola dönüşler (Pan) yaparak çekimi bitirelim.
Kurguda ise kameranın birinci kişiden ikinciye döndüğü anları ve gereksiz cümleleri çıkardığımızda kesme ile geçiş yöntemini kullanmış oluruz.

Kullanacağımız geçiş türünü seçerken hedefimiz konunun izleyici tarafından anlaşılmasını kolaylaştırmak ve mesajı güçlendirmektir.
Hangi geçiş türünün o an için doğru olduğu, deneme-yanılma yöntemiyle de bulunabilir. 
Kesme (cut)Bir kameradaki görüntüden diğer kameradaki görüntüye doğrudan geçmektir. Kurgumuzu analog kurgu setinde yapıyorsak iki farklı video görüntüyü kasetimize peşpeşe eklediğimizde iki görüntünün arasında yaptığımız geçiş, kesmedir. Veya bir dijital kurgu yazılımıyla kurgu yaparken görüntüleri aralarına herhangi bir geçiş efekti koymadan çalışma alanında (timeline) sıralıyorsak, yine kesme ile geçişler yapmış oluruz. Kesme, herhangi bir efekt kullanmadan geçiş yapma anlamına geldiğinden dolayı, uygulanması son derece kolaydır. Teknik olarak türü veya ince ayarları yoktur, geçiş hızısabittir. Hem sinema, hem de TV yapımlarında en çok kullanılan geçiş türü budur. Kesme, doğru olarak yapıldığında en az belli olan geçiştir çünkü insan gözünün bakış yön ve açı değişimlerindeki doğal etkiyi verir. Odada oturan bir oyuncuyu bel plan çektiğimizi düşünelim. Odanın kapısı çalıp oyuncumuz başını kapı tarafına çevirdiğinde ve kapı açıldığında, ikinci kameradan açılan kapıyı çeker ve bu iki görüntüyü peşpeşe eklersek, ideal bir kesme geçişi yapmış oluruz. Çünkü odada biz de oturuyor olsaydık kapı çaldığı anda büyük ihtimalle başımızı kapı tarafına çevirecektik ve görüş alanımız da kapı olacaktı (Tek kamerayla çekim yaparken kamerayı oyuncudan kapıya doğru döndürmemiz bir kesme değil çevrinmedir. Kesme için birbirinden bağımsız iki çekim gereklidir). Kesme ile geçişin zamanlaması, seyirciye bazı mesajların aktarımını kolaylaştırabilir. Bir karakter konuşmasını tam bitirmeden kesme yapıyorsak seyirciye o karakterin söylediklerinin değersiz ve yüzeysel olduğunu hissettirmek istiyor olabiliriz. Tam tersi olarak, eğer karakter sözünü bitirdikten sonra kesme yapmadıysak ve hâlâ onu göstermeye devam ediyorsak, seyirciye onun yüzündeki ifadeyi görme ve doğruyu söylemediğini fark etme fırsatı veriyor olabiliriz. Bu tip “geciken kesme”ler, izleyiciyi meraklandırmak için de kullanılabilir. Kapı çalınıp odaya biri girdiğinde giren kişiyi göstermemek, seyirci üzerinde kuşku, merak ve kaygı uyandırır.
Kesme normal olarak, ya yeni bir şey gösterilmek istendiğinde veya aynı kişi, cisim ya da görüntüyü değişik ölçeklerde gösteren kameralar arasında ve daha yakın/daha uzak bir çekime geçmek istendiğinde veya bir sahneden diğerine geçiş yapmak için kullanılır. İdeal bir kesme geçişi, şu amaçlara hizmet eder:
  • O andaki duyguya uygundur.
  • Öyküyü ilerletir.
  • Ritmik açıdan doğru zamanda gerçekleşir.
  • İlgi odağını hep görüntüde tutar ve gözle takibi kolaylaştırır.
  • Aks çizgisi vs. ekran kurallarına uygundur.
  • Devamlılık kurallarına uygundur. (kişilerin ve eşyaların nerede olduğu konusunda kafa karıştırmaz)
Eğer kesme, sıralanan bu maddelere uygun bir geçiş sağladıysa, başarılı olmuştur. Bu 6 madde içerisinde kuşkusuz en önemli olanı kesmenin o andaki duyguya uygun olmasıdır.
Kesme ile geçiş yapılırken aşağıda sıralanan hususlara dikkat edilmelidir:
  • Kesme yapmak için bir “sebep” bulunması gerekir. Sebepsiz yere bir kesme yapıldığında görüntü akışı bozulabilir.
  • Kesme yapıldığı belli olmamalıdır. Unutmayalım ki çoğu zaman en iyi geçiş, izleyicinin fark etmediği geçiştir.
  • Bir çekimin ne kadar uzun süreceğini, yani ne zaman sonraki görüntüye geçileceğini belirlemede müzik yol gösterici olabilir.
  • Çok yakın bir çekimden çok uzak bir çekime kesme yapılmamalıdır (baş plandan, genel plana gibi). Böyle bir durum izleyicinin gözünü rahatsız eder ve şaşırtır.
  • Farklı çevrinme hızlarındaki çekimler birbiri ardına eklenmemelidir.
  • Kamera açıları aynı olan iki görüntü peş peşe kullanılmamalıdır. (Görüntüdeki nesnede sıçrama meydana gelir.)
  • Kesmeler aks çizgisi kuralına (180 derece kuralı) aykırı olmamalı, seyircinin yön duygusunu bozmamalıdır.
Kesme geçişinin uygulanma şekilleri şunlardır:
Harekete göre kesme: Eğer oyuncuların bir hareketi anında kesme yapıyorsak, hareketin parçaları her iki çekimde de görülmelidir. Örneğin, koltuğunda oturan bir kişiyi görüntülerken bu kişinin ayağa kalktığını düşünelim. Oyuncumuz otururken birinci kamera bel planda, ayağa kalktığında ise ikinci kamera onu boy planda çekimlesin. Birinci kameradan ikinci kameraya kesme ile geçiş yapacağımızda, en iyi geçiş noktası “oyuncunun ayağa kalkmaya başladığı an”dır. Bu şeklilde yapıldığında izleyici geçişin yapıldığını hissetmeyecektir bile. Oysa oyuncu koltuğundan kalkmaya başlamadan veya kalkma hareketi tamamlandıktan sonra kesmenin yapılması görüntülerin devamlılığını bozar. Harekete göre kesme yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur:uzak bir çekimden yakın bir çekime kesme yapılırken hareketin bitişine doğru, aksi durumda ise hareketin başlangıcında kesme yapılmalıdır. Bu şekilde yaptığımızda hareketin tüm oluşumu görüntü çerçevemizin içinde korunmuş olur.
Konuşmaya göre kesme: Bir kişinin konuşması bitince, konuşmaya başlayan diğer kişiye kesmektir. Eğer konuşan kişi uzun cümleler kuruyorsa, diğer kişilerin onu dinlemesi veya ona beden diliyle tepkilerine de kesme yapılabilir veya mekân geniş plan bir çekimle izleyiciye sunulabilir. Konuşmaya göre kesmede orta bir yol tutturmak gereklidir; aynı çekimde uzun süre kalmak izleyiciyi sıkabilir ve dikkatini dağılabilir, çok sık kesme yapmak ise çırpıntılı, izlenmesi güç bir çekim oluşturabilir.
Müziğe göre kesme: Müziğin ön planda olduğu yapımlarda geçiş yerleri müziğin ritmine göre belirlenebilir. Şarkı kliplerinde görüntü geçişi sayısı genellikle şarkının hızıyla doğru orantılıdır. Hareketli şarkılarda daha çok, yavaş ve romantik parçalarda ise daha az sayıda geçiş yapılır. Geçiş yapılacak noktaların seçiminde de müziğin vurgusu dikkate alınabilir. Müziğin vurgusuna göre kesme, hem etkili hem de estetik açıdan doyurucu sonuçlar sağlar. Müziğe göre kesme, şarkı kliplerinin yanı sıra müziğin ön planda olduğu stüdyo program çekimlerinde veya sinema filmlerinde de kullanılabilir.İlgi yönüne göre kesme: Oyuncu, çerçeve dışında kalan bir yere baktığında veya çerçeve dışındaki bir noktayı işaret ettiğinde, seyirci de bu bakılan veya işaret edilen noktayı görmek isteyecektir. İşte bu an kesme yapmak için uygun bir zamandır. Bir tabancanın veya fotoğraf makinesinin yöneltildiği nokta vs. de seyirci üzerinde ilgi uyandırır. İşte bu anlarda yapılan kesme, seyircinin beklentisini karşıladığı için rahat bir geçiş olur. Ateş edildikten sonrahedefteki kişiyi göstermek, ilgi yönüne göre başarılı bir kesmedir.
Zincirleme Geçiş (mix)Dilbilgisinde noktalı virgülün gördüğü işi görür. En çok kullanılan ikinci geçiş türüdür. Bir kameradan diğerine geçilirken, ilk kameranın görüntüsünün ağır ağır kaybolması, aynı anda diğer kameranın görüntüsünün ağır ağır belirmesi biçiminde bir geçiş yöntemidir. Yumuşak bir geçiştir. Zamanlar arası veya mekânlar arası geçişi anlatmak için çok sık kullanılır. Örneğin,; aralarında birkaç aylık bir zaman dilimi olan iki sahneyi zincirleme geçiş ile birbirine bağlayalım. Birinci sahnemizde oda içinde oyuncularımız konuşurlarken kameramız yavaşça pencereye doğru dönsün. Pencereden güneşli bir gün ve bahçedeki meyveye durmuş ağacı görelim. Bu ağacın görüntüsü yavaş yavaş silikleşirken aynı anda soğuk, karlar içinde bahçeyi ve yapraklarını dökmüş aynı ağacın görüntüsü gelsin. Kamera tekrar odanın içine geri döndüğünde artık oyuncularımızın önceki konuşmalarının üzerinden birkaç ay geçtiğini anlarız.
Zincirleme geçiş sinema filmlerinde ve müzik kliplerinde sıkça kullanılır. Bu geçiş türü olayın ritmini yavaşlattığından aksiyon filmlerinde ve hareketli şarkıların kliplerinde fazla tercih edilmez. Zincirleme geçiş, çekim hatalarını gidermek için de ideal bir yöntemdir. Aks sıçraması, çerçeveleme hataları olan çekimler arasında bu geçiş türü kullanıldığında, izleyici hataları fark etmeyecektir.Zincirleme geçişin uygulanmasında şunlara dikkat edilmelidir:
  • Zincirleme geçiş en az 2–3 saniye sürmelidir. Bu süreden uzun sürmesi isteğe ve konunun o andaki akışına bağlıdır. Ama 2–3 saniyeden kısa süren bir mix, kötü yapılmış kesme gibi görünecektir.
  • Söyleşi ya da karşılıklı konuşmanın olduğu durumlarda zincirleme geçiş kullanılmamalıdır. Böyle bir programda normal geçiş yöntemi kesme’dir. Karşılıklı konuşmalarda kesme yerine zincirleme geçiş kullanılması olayın doğal ritmini bozar.
  • Hareketli bir kameradan hareketsiz bir kameraya veya hareketsiz bir kameradan hareketli bir kameraya zincirleme geçiş yapılmamalıdır. Daha doğrusu, kameranın hareketi tamamlanmadan başka bir görüntüye herhangi bir şekilde geçiş yapılması çok doğru değildir.
Kararma ve AçılmaHer romancı, yazdığı romanın bölümleri arasında okuyucunun durup soluklanmasını ister. Kararma ve açılma geçişi, peşpeşe kullanıldığında dilbilgisindeki yeni paragraf veya yeni bölüme geçişe denk gelir. Kararma (fade out) bir sahnenin sonu, açılma (fade in) ise yeni sahnenin başlangıcı manasını taşır. Tıpkı zincirleme geçişte olduğu gibi bu geçiş de, zamanlar arası geçişi belirtmek için kullanılabilir. Mesela akşam sahnesi bittiğinde ve oyuncu uykuya yattığında görüntü yavaş yavaş kararır ve belirsizleşir. Oyuncunun sabahleyin odasına güneş vururken uyanmasını ise görüntünün yavaş yavaş aydınlanması şeklinde görürüz. Bu iki sahne arasında kararma ve açılma geçişi yerine örneğin, kesme geçişi kullansaydık, izleyici iki sahne arasında ani bir atlama olduğu hissine kapılacaktır. Görüntünün kararması ve aydınlanması, kameranın diyaframıyla oynanarak yapılabileceği gibi bilgisayarda veya analog kurgu ünitelerinde de düzenlenebilir. Kararma ileaçılma genellikle peşpeşe kullanılır. Ancak filmlerin başlarında veya sonlarında tek başlarına da kullanılabilirler. Örneğin; açılma geçişiyle başlayan bir film, en sonda sahnenin kararmasıile bitebilir.
Bulanıklaşma ve NetleşmeKararma ve açılmada olduğu gibi birbirini takip eden iki harekettir. İlk sahnenin görüntüsü gittikçe bulanıklaşarak belirsizleşir (out of focus), bu belirsizliğin içinde ikinci sahnenin görüntüsü yavaş yavaş görünür hale gelir (sharp focus). Kurguda kullanılacak geçiş yöntemleri çekimden önce belirlendiyse, bulanıklaşma ve netleşme efekti kamera objektifi üzerindeki netlik bileziğiyle yapılabilir. Birinci sahnenin çekiminin son saniyelerinde netlik bileziği manuel (elle) kontrol konumuna alınarak görüntü yavaş yavaş bulanıklaştırılır ve kayıt bitirilir. Senaryoya göre bir sonraki sahnenin çekimine ise tamamen bulanık, net olmayan görüntüyle başlanır ve netlik bileziği yavaşça çevrilerek görüntü netleştirilir. Bu etki, bilgisayarlı kurgu sistemlerinde ve analog kurgu setlerinde de oluşturulabilir.Bu geçiş yöntemi, daha çok öznel bakışın olduğu sahnelerde kullanılır. Oyuncumuzun fenalaşarak yere düştüğü ve bayıldığı, sonra gözlerini bir hastane odasında açtığı bir film çekimi düşünelim. Bu sahneyi oyuncunun gözünden seyirciye sunarsak, oyuncumuzun fenalaştığı ve kendinden geçtiği sahnede kamera görüntüsü bulanıklaşır ve kamera sabitliğini kaybederek yalpalamaya başlar. İkinci sahnede ise oyuncumuz gözlerini yavaşça açar, yavaş yavaş netleşen görüntünün içinde, üzerine eğilmiş kendisine bakan yakınlarını ve doktoru görür. Bu sahnede bulanıklaşma ve netleşme efektinin kullanılması, seyircilerin kendilerini oyuncuyla özdeşleştirmesini ve daha fazla etkilenmelerini sağlayabilir.
Bindirmeİki kameranın görüntüsünün üst üste çakıştırılmasıdır. Zincirleme geçişe benzetilebilir; ancak zincirleme geçişte ilk görüntü yavaş yavaş silinirken ikinci görüntü yavaş yavaş belirir. Bindirme de ise her iki görüntü uzun süre ekranda birlikte, sabit bulunur. Duruma göre görüntülerden biri daha belirgin olabilir. Bu geçiş görüntüye şiirsel bir hava verir. Sinemanın ilk yıllarında film bandı üzerine üst üste iki kere çekim yapılarak iki farklı görüntünün aynı anda filmde görünmesi sağlanabiliyordu (superimpose). Günümüzde ise farklı kameraların çektiği görüntüler aynı görüntü karesinde birleştirilerek bu etki sağlanmaktadır.
Görüntünün üzerine eklenen yazılar da bindirme sınıfına girer. Tam ekran bir görüntünün üzerine konan küçük ekran video görüntüler ile görüntülerin üzerine eklenen yazı, şekil ve grafik çalışmaları da bindirme kategorisine girer.
Bindirme şu amaçlar için yapılabilir:
  • İki ayrı olayı aynı anda göstermek,
  • İki ayrı konu arasındaki benzerlik ya da farklılıkları aynı anda göstermek,
  • Bir işin başlangıç ve son durumunu bir arada göstermek, vs. gibi.
  • Bindirme geçişinin uygulanmasında şunlara dikkat edilmelidir:
  • Tanıtma yazısı bindirirken görüntünün ve yazının zıt renklerde olmasına, yazının görüntünün içinde kaybolmamasına dikkat edilmelidir. Yazı gölgelendirilerek de görünürlüğü arttırılabilir.
  • Bir konuşmacının üzerine tanıtma yazısı bindirilecekse bel çekim veya omuz çekim gibi uygun bir çekim ölçeği tercih edilmelidir. Boy çekim veya yakın yüz çekim yapılırken kişilerin isimleri veya diğer bilgileri bindirme olarak kullanılmamalıdır.
  • Kullanılacak tanıtma yazısı çerçevenin alt kısmına yakın, uygun bir yerde olmalıdır.
  • Tanıtma yazıları ve akan yazılar ekranda rahatça okunabilecek bir süre tutulmalıdır.
  • Ölçümüz, yazıların yüksek sesle ve rahat okunabilecek bir süre görüntüde kalmasıdır.
DonmaSahnenin sonunda görüntünün dondurularak filmin bitirilmesidir (freeze). Özel etki anlarında çok güçlü bir geçiş olabilir. Mesela filmin bitiş sahnesinde oyuncunun sevinçli, kızgın, korkmuş yüz ifadesinin dondurularak filmin bitirilmesi izleyicilerin dikkatini bu yüz ifadesine uzun süre bakmaya ve onun anlamına yoğunlaşmaya sevkedebilir. Fransız yönetmen Truffaut, “400 Darbe” (Les Quatre Cent Coups, 1959) filminin bitiş sahnesinde ilk kez “donma” etkisini denedi. Bu kapanış, filmin sonunu yorumlamaya açık, izleyiciyi düşündüren bir şekle soktu.
İrisGenellikle filmlerin başında veya sonunda kullanılan, başlama ve bitme hissini güçlendiren bir geçiş yöntemidir. İris-in geçişinde, siyah bir ekran içinde küçük bir daire içinde filmin ilk sahnesi belirir, bu daire genişleyerek ekranın tamamını kaplar ve film başlamış olur. İris-out geçişinde ise ekranda dıştan içe doğru genişleyen bir daire görüntüyü tamamen kapar ve film bitmiş olur. İris yöntemi kullanılırken daire, açılma veya kapanma hareketini ekran çerçevesinin tam ortasını merkez alarak yapmaz. Dairenin merkezinde sahnenin en önemli öğesi (bu genellikle bir insan yüzüdür) vardır.Bu geçiş türünü, yapımın ara sahnelerinde kullanmak, genellikle yanlış sonuç doğurur.

Efektli Görüntü Geçiş Türleri Ve Etkileri 

Yukarıda öğrendiğimiz temel geçiş yöntemlerinin yanı sıra yapımı renklendirmek için kullanılabilecek yüzlerce efektli görüntü geçiş türü vardır. Gerek analog kurgu setleri, gerekse de bilgisayarlı video kurgu yazılımları bunların birçok türünü bize sunar.lar. Görüntünün bir yıldız şeklinin içinden büyüyerek gelmesi, görüntülerin birbirlerini iterek yer değiştirmesi veya 3 boyutlu geçiş teknikleri kullanılarak geçişin yapılması mümkündür. Efektli geçiş türlerinin çoğu, temel geçiş türlerinin aksine, somut bir anlam taşımaz. Birbirlerinin yerine de kullanılabilir.ler. Bunların kullanımında dikkatli davranmalı ve bir amaç için kullanmalıdır. Aslında hem temel geçiş, hem de efektli geçiş yöntemleri tek başlarına anlamsızdırlar. Onlara yüklendikleri anlamı veren, beynimizdir. Kararma ve açılmaefekti uzun yıllardır zamanda geçişi anlatmak için kullanıldığı için böyle bir geçişi gördüğümüzde beynimiz otomatik olarak zamanın değiştiği hissini edinmektedir. Efektli geçiş türlerinden bazıları da zamanla bu tip somut anlamlar kazanabilecektir. Örneğin, iki farklıgörüntü karesi arasına konan, bir flaşın patlamasına benzer hızlı bir ışık patlaması ile geçiş, eski bir hatıranın kahramanın gözünde tekrar canlanması anlamına gelmektedir. Bu görüntü geçişi bu anlamı vermek için ilk kez kullanıldığında ‘hatıraya geçiş’ hissi belki de çoğu izleyici tarafından anlaşılamamıştır. Çocukluğumuzdan başlayarak TV görüntülerinin ve geçişlerinin ne anlama geldiği konusunda tekrara dayalı uzun bir zihinsel eğitimden geçtiğimiz için, flaş patlaması şeklindeki bu geçişin ne anlama geldiği konusunda artık çoğu izleyicide ortak bir kanaat oluşmuştur.
Efektli geçişler sıkıcı bir konuyu hareketlendirmek ya da daha seçkin bir duruma getirmek için kullanıldığında son derece banal, çirkin ve rahatsız edici de olabilirler. Bu görüntü geçiş yöntemleri uygun bir amaçla kullanılsa bile çok sık tekrarlanması durumunda izleyicinin dikkatini dağıtabilirler.
Buradan yola çıkarak Murch, kesme veya başka bir tür görüntü geçişi yapmanın zamanlamasının, insanın göz kırpmasıyla paralel gitmesi gerektiğini söyler. Göz kırpmalar, karşımızdakinin fikrini anladığımızı veya yeni bir konuya geçtiğimizi de işaret edebilir. Ona göre iki kişinin konuşmasını filme çekerken, oyuncuların veya seyircilerin gözlerini kırptıkları noktalar, kesme yapmak için de en uygun noktalardır: “Önemli olan sadece göz kırpma aralığı değil, aynı zamanda göz kırpma anıdır. Biriyle konuşmaya başlayın ve ne zaman göz kırptığınadikkat edin. Göreceksiniz ki karşınızdaki kişi anlattığınız şeyi anladığı anda göz kırpacaktır, ne bir an önce ne bir an sonra.(…) Bu göz kırpma, konuşmayı filme çekiyor olsaydık tam olarak bir kesmenin olacağı anda olacaktır: Ne bir kare önce ne bir kare sonra.” “Düşüncelerin sıralanmasının –yani başka deyişle göz kırpma ritim ve hızının- seyircinin izlemekte olduğu şeye uygun olması gerektiğini düşünüyorum. Gündelik hayatta göz kırpma hızı yaklaşık olarak dakikada dört ile kırk arasındadır. Bir kavgadaysanız dakikada onlarca defa göz kırpabilirsiniz çünkü o anda aklınızdan onlarca değişik düşünce geçiyordur. 
Aynı şekilde kavgalı dövüşlü bir filmi izlerken de dakikada onlarca kesme olması beklenebilir. [dipnot: Bu, seyircinin kavgaya duygusal olarak katılmasını sağlar. Ama öte yandan eğer seyircinin nesnel bir uzaklıktakalarak kavgayı kendi başına bir olgu olarak izlemesini istiyorsanız kesme sayısını hatırı sayılır şekilde azaltmanız gerekir.) Gerçekten de istatistiksel olarak gündelik hayattaki göz kırpma ve filmlerdeki kesme hızı birbirine çok yakındır. Nasıl sahnelendiğine bağlı olarak bir aksiyon sahnesi dakikada yaklaşık 25 kesme içerir. Buna karşılık (Amerikan sineması için) ortalama bir diyalog sahnesi dakikada altı kesme veya daha azını içerir.” “Göz kırpmalarla uyum içinde olmalı hatta belki onlardan hafifçe önde gitmelisiniz. Tabii ki seyircinin her kesmede göz kırpmasını bekleyemeyiz ama kesme noktası, muhtemel bir göz kırpma noktası olmalıdır. Bir anlamda, kesme yaparak, görsel alanın ani yer değiştirmesi ile seyirci adına göz kırpmış oluyorsunuz: Huston’un örneğindeki gibi gerçek dünyada onların göz kırparak yapacağı şekilde iki düşüncenin hızla arka arkaya gelmesini sağlamış oluyorsunuz.” Murch’a göre karşımızdaki kişinin gereğinden fazla, gereğinden az veya yanlış yerde gözkırpması bizi rahatsız eder, dediklerimizi anlamadığını veya bizi dinlemediğini düşündürür. İşte yanlış yerde yapılmış geçişler de izleyici üzerinde aynı hissi uyandırır. Olayın anlaşılmasını zorlaştırır, istenen duyguyu vermez. Murch, bir filmde kesmeler doğru yerde yapıldığı takdirde, seyircilerin göz kırpma zamanlamasının kesmelerle örtüşeceğini, bunun da seyircilerin filmi dikkatle izlediğini ve filmle bütünleştiğini göstereceğini ifade eder. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder